Alevi Haber Ağı

Alevi Haber Ağı Web Sitesi

Sahiplenme Zamanı: Alevi Kurumları ve Yöneticileri Yalnız Bırakılmamalı

⌈Can Kandemir⌉ 

Alevi toplumu tarih boyunca zalim düzenlerle uzlaşmayan, adalet ve hakikat eksenli bir yolun takipçisi olmuştur. Bugün ise bu onurlu direniş çizgisi, hem dıştan hem içten gelen çok yönlü ve sistematik saldırılarla kuşatma altındadır. 

Dış Kuşatma: Devlet Eliyle Aleviliği Dönüştürme Girişimi 

Dışarıdan kuşatma, özellikle AKP iktidarının yürüttüğü asimilasyoncu politikalarla somutlaşmaktadır. Aleviliği tanımsız ve etkisiz bir inança indirgemeyi hedefleyen bu politikalar, “Alevi açılımı” adı altında devreye sokulan Alevi Bektaşi Cemevleri Başkanlığı eliyle kurumsallaştırılmak istenmektedir. Devletin kontrolünde şekillendirilen bu yapı, Alevi inanç önderlerini ve kurumlarını devre dışı bırakmakta; yerine sistemle uyumlu, denetimli, “makbul Alevi” tipini yerleştirmeye çalışmaktadır. 

Hacı Bektaş Veli Anma Etkinlikleri gibi toplumsal ve inançsal derinliği olan buluşmaların karşısına alternatif etkinlikler dikilmekte; Aleviliği özünden koparıp Şiilik zemininde eritme çabaları yoğunlaştırılmaktadır. Bu dış müdahaleler, Alevi değerlerini yumuşatılmış, kontrol edilebilir ve sistemle uyumlu hale getirmeyi hedeflemektedir. 

İç Kuşatma: Karalama, İftira ve Kurumsal Güvensizlik Yaratma Planı 

Ancak tehdit yalnızca dışarıdan değil; içeriden, yani kurumlarımızın bağrından da beslenmektedir. Bu iç kuşatma hali; kurum başkanlarını ve yöneticilerini hedefe koyarak, haklarında kurgulanan yalan, iftira ve karalama kampanyalarıyla güven sarsıcı ortamlar yaratmakla başlamaktadır. Amaç, kurumların içinde tartışmaları ve ayrışmaları körüklemek, yapısal bütünlüğü bozmaktır. Bu süreçte, demokratik işleyiş, şeffaflık, eleştiri ve sorgulama gibi kavramlar, bağlamından koparılarak ve kötü niyetle kullanılarak kurumlara karşı bir itibarsızlaştırma kampanyasına dönüştürülmektedir. 

İktidarcı bir anlayışla yönetime gelmeyi hedefleyen kimi çevreler, örgütsel işleyişi tahrip eden yöntemlere başvurmaktadır. Örgüt içi belgeleri Alevi karşıtı odaklara sızdırmak, kendi örgütüne zarar vermek pahasına kişisel ikbal aramak gibi etik dışı davranışlar, mücadele çizgisinden sapmanın en açık göstergesidir. Tüm bu iç kuşatma girişimleri, Alevi kurumlarının içten çökertilmesine, yolun ruhuna aykırı bir yapının örgütsel zemin kazanmasına zemin hazırlamaktadır. 

Somut Örnek: Deprem Paraları Üzerinden Kurumsal Yıpratma Girişimi 

Bu duruma son örnek, 8 Haziran 2025 tarihinde halktv.com.tr’de yayımlanan Gazeteci İsmail Pehlivan imzalı “Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’nun Üzerindeki Deprem Paraları Şaibesi” başlıklı yazıda açıkça görülmektedir. İsmail Pehlivan’ın yazısı, ilk bakışta Avrupa Alevi hareketi ‘’içindeki iki kişinin’’ sosyal medya platformlarında paylaştıkları, içeriği kurgulanmış ve belgeye dayanmayan yazılardan hareketle kaleme alınmış bir yazı olduğu izlemini versede, geçek tam olarak böyle değil; çünkü arada postacılar var! İsmail Pelivan, yazısında bu kişilerden birisinin Avrupa’da yaşayan genç bir Alevi Dedesi, diğerinin ise ”AABF üyesi bir kadın’’ olduğunu söylüyor. Özellikle ‘’kadın üyenin,’’ herhangi bir belge ya da kanıt sunmadan dile getirdiği  yolsuzluk ve hırsızlık ithamları, gazeteci tarafından alıntılanarak kamuoyuna sunulmuştur. 

Burada açık bir örgüt içi iktidar hırsı kaynaklı suçlama pratiği, medya aracılığıyla kurumun bütününe karşı bir itibarsızlaştırma saldırısına dönüştürülmüştür. Yazıda yer verilen “yardımların Türkiye’de Alevi Dernekler Federasyonu (ADFE) aracılığıyla dağıtıldığı” ve “yolsuzluk boyutunun 2,5 milyon ya da 700 bin euro olduğu” yönündeki iddialar, hiçbir somut kanıta dayanmamakta; yalnızca kurum içinde güveni sarsmak ve kamuoyunda kuşku yaratmak amacıyla dile getirilmektedir. 

Adını sorgulama ve hesap sorma koydukları bu iç saldırılarla hem örgüt yapısı yıpratılmakta hem de ciddi bir güven krizi tetiklenmektedir. Oysa AABF, Alevilerin yıllara yayılan emeğiyle inşa ettikleri bir toplumsal demokratik inanç kurumudur. Böylesi karalama kampanyaları karşısında tüm Aleviler, yöneticilerine ve kurumlarına sahip çıkmalı, geç kalmadan bu saldırılara karşı güçlü ve ilkesel bir karşı hamle başlatmalıdır.  

Alevi toplumu kendi sorunlarını kendi içinde çözecek feraset ve deneyime sahiptir. Ancak bu çözümler; içeriden değil dışarıdan beslenen, belgelenmemiş, amacı bağcıyı dövmek olan suçlamaların değil; hakikatin ve Yol ahlakının ışığında gerçekleşmelidir. 

Çözüm: Birlik, Arınma ve Kadro Hareketi 

Bu noktada, Pir Sultan Abdal’ın direnişçi mirası temelinde örgütlenen ve hak mücadelesini esas alan tüm demokratik Alevi kurumları, bu saldırılar karşısında birlikte kararlı bir duruş sergilemek zorundadır. Eleştiri, sorgulama adı altında kurumsal kişliklere saldırarak dünyanın en büyük Alevi örgütü olan AABF içinde kargaşa ve belirsizlik ortamı yaratan, örgütsel mücadelenin akışını tıkayan ve kurum yöneticilerini güven sorunuyla karşı karşıya bırakanlara karşı, arınmayı esas alan bir anlayışla mücadele edilmelidir. Arınmadan örgütsel yapının gücünü ve etkisini korumak mümkün değildir. 

Alevi hareketi, yalnızca inançsal ve hak eşitliği mücadele yürütmüyor; aynı zamanda tarihsel, toplumsal ve ideolojik bir direniş hattı de örüyor. Bu hattı terk eden her yaklaşım, bizi zalimin kulvarına iter. Bugün her zamankinden daha fazla birlik, kararlılık ve yol ahlakı gerekmektedir. Alevi toplumu bu saldırıları ilk kez yaşamaktadır. Tarihimizin akışı içinde ki bir çok dönemde olduğu gibi, bu dönemde de bu saldırıları mutlaka püskürteceğiz. Bedeli ne olursa olsun inancımıza, kurumlarımıza, yöneticilerimize ve mücadelemize sahip çıkacağız. Doğrudan yana, haklıdan yana, hakikatten yana olanlar birlikte bu yolda yürümeye devam edeceğiz.  

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir