Devrimizde Alevi Öğretisi özellikle Yol Muhabbetleriyle Olur
-Nadir Sayan-
Yola gönülden hizmet için aşk ile talip, yoldaş olanlar pirinden-rehberine, mürşidinden, felsefecisine ve doğa doktoruna kadar esasında hepsi “taliptir”.
Gönül gözünden gelip us süzgecinden geçirerek emeğe dökenler “Dilinden”, “Halından-hareketi”, duruşundan ve kelamından belli olur.
İşte orada da ancak Alevi öğretisi gerçek olur.
Böylelikle özellikle halen zamanımızda da tiyatrosu oynanan “Cem olunamayan” Cemlerden de arınmış hatta asimilasyondan uzak kalmış da olursunuz (kimi pirlerimin gerçeğe Hu çeken Cem olmanın özüne, demine erdirdiği Cemleri; dedelerim, analarımı tenzih ediyorum).
Nitekim yüreğindeki olan “ YOL”a aşkı, yoldaşlıkla birleştirmek “BİZİ” oluşturmanın diğer bir “bizlik” ana dalıdır. Bu “bizle” ise, batın-i heybesindekini taşıdığını nefese, paylaşıma dışarı yansıtan bir yerde teoriyi uygulamaya o “bizle” dökendir.
Esasında ondan da önce yüreğinizde “Yol” ile oluşan biz, yoldaşlıkta bizle yürürken bir de bakmışsınız dünyanın bir küçük şehrinde toplumum mini bir bölümü bizliğinde buluşmuştur. O bir andır, şimdiye taşınmıştır ve yarına aktarılacaktır.
Bireyin yüreğinde Yol ile başlayan bizlik, yoldaşlık ve toplumla özdeşleştiğinde her bir biz, diğer bir bize kendi özünden, ederinden, bilincinden yüreğinden diğerine katkı sunar, diğerini tamamlar ve o alanda bütünü oluşturur.
Üç kişiden başlayan muhabbetler, öze bağlı gerçeğe Hu çeken Cemler, onlar, yüzler, binler, bir diğer anlatımla yaylada, aleyçikte, evimizin odası, mahallemizin bir mekanında, derneğimizde, köyümüz, kasabamız, şehrimiz, bir başka dünya ülkeniz ve evrende bulunduğunuz nereyse orada o biz, bu bizlerle teoriyi pratiğe uyguladığınız oranda Kainattaki bütünlüğümüzü ancak ve ancak “Bizi” Rıza Şehrimize götürür.
Onun içindir ki Talip, Pir (Ana/Dede) Rehber, Mürşit. Onun içindir ki Aşık, Zakir, Ehil, doktor, felsefeci, Şair, doktor, sosyolog. Psikolog, antropolog ve üreten, tamamlayıp, bölüşen gönül emekçileri… Pirde bizlik, Rehberde bizlik , talipte bizlik, halkta bizlik, toplumda bizlik, insanlıkta bizlik.
O kendiyle Yolu ve yüreğiyle biz olan tamamen özgür birey de ancak evrensel bizde, biz olabilir Yol Muhabbetlerinde.
İşte o “Cemlerde” ne de “Yol Muhabbetlerinde” bir “tiyatro” değildir sunulan nefesler. Onlar ki bütünlüğü tamamlayan Gerçeğe Hu çekmektir.
Bunlar ki Aşk ile gerçeğe eşdeğer uygulamayı, has olanı yansıtmaktır, aktarmaktır yaşama.
Onlardır ki cemali yüzünden, “beden dili ile Alevi diliyle” örtüşen ve ‘samimiyetiyle’ karşıya yansıyandır.
Teori uygulama ile özdeşleşmez ve birbiri ile örtüşüp meydana bariz olarak çıkmazsa, sadece Aleviliğin ne olduğu-olmadığı tanımında kalırsa, tek yönlü olursa (interaktif olmayan sunumlar) gününüzdeki pratik yaşamın kendinden soyutlanmış olarak Rahman’dan Allah’a ya da Hüda’dan hazretlere ve tarihin (bilinmezliklerinden) öte gidemezse, mutlaka orada bir kargaşa ya da bir aldatılma veya bilinçli, bilinçsiz bir aldanma yatar, yanılsama vardır.
Oysaki Alevi insanın kamil’i mürşide giden yolunda öyle bir yanılsama Alevilikte olamaz.
Çünkü, Alevilik, özellikle biraz da şimdiki yaşamın nasıl yaşandığımın kendisidir.
Alevi İnancı ye Yaşam Felsefesinde ki Pirin; dede/ana, rehber, mürşit , talip diyelim ki diğer Tek Tanrılı din ehillerinden, hacı-hoca, imam, haham-papaz, rahip-muallimlerden ve “kullardan” ayıran yukarıdaki kıstas ve özellik yatar.
(Burada vurgulanan Alevi Yoldaşları, erenleri ve taliplerin batın-i ile onun öğretisinde nihayet yaşama uygulanması, yansıtılmasıyla ilgilidir. Yoksa başka bir inancı ve inanç görevlerini taşıyan sıfatakileri yerme niyetim olmadığını belirtmek isterim.
O bir Pir ya da araştırmacı yazar, rehber, mürşit, doktor olsa da YOL MUHABBETLERİNDE yüreğinin derininde YOL için de “Talibliğe” YOLDAŞTIR…
Aşk ola o algı, teori, uygulamalarla YOLA revan olanlara.
O Yol Muhabbetleridir ki, geçen zamanlardan ve deyin ki bu zamanlara muhabbetlerin özü ve eğitsel odağında buluşan kelamlar şimdinin ve yarınına naklen canlı batın-i hazineleridir.
Aşk-ı Hürmetlerimle…
Sevgili Canlar, yoluna ve ikrarına bağlı olan her Alevi kendisini Alevi Haber Ağı’nın doğal bir muhabir olarak görmelidir.
Oturduğu mahallede, okuduğu okulda, çalıştığı iş yerinde, üyesi olduğu Cemevi’nde ve sokakat haber niteliği taşıyan her durmla ilgili bize görsel veya yazılı haber göndermelidir.
Bu istemimiz Alevi kurum yöneticilerimiz içinde geçerlidir.
Alevi Haber Ağı: Gerçekleri yazacak… Geçekler yazılırken sende katkını sun can…
Saygılar, sevgiler